Zeytinyağı fabrikalarının en büyük problemi zeytin karasuyu sorununu çözen, Sıfır Atık prensibiyle çalışan bir zeytin ve zeytinyağı işleme tesisi projelendirdik.
Fabrikamızı giren hammadde (zeytin, yaprak) ve çıkan pirinanın hepsini dönüştürmek ve kullanmak üzere oluşturduk. Zeytin yapraklarının bir kısmını gübre olarak bir kısmını hayvan yemi olarak, prinadan ayrıştırılan zeytin çekirdeklerini kalorifer yakıtı, kalan kısmı da hayvan yemi olarak kullanmaktayız. Çekirdekten elde ettiğimiz yakıtın verdiği ısı yüksek, bir ton yakıttan geriye 3 kg kül bırakan çevreci bir yakıt.
AB Standartlarında Üretim
Zeytin toplandıktan sonra çok hızlı bir şekilde sıkıma girmezse kalite kaybı yaşar, kaliteden ödün vermemek için ZEYTİNLİĞİMİZİN İÇİNE, sıfır atık prensibiyle çalışan bir tesis projelendirdik. Projemizle 2018 Mart ayında AB kırsal kalkınma ajansına başvurduk. Projemizin aldığı hibe desteği sayesinde fabrika inşaatı ve makine alımlarımı gerçekleştirdik, 2019 Ekim ayında zeytin ve zeytinyağı işleme tesisimiz faaliyete geçti.
2020’de zeytin çekirdeğinden enerji üretimiyle ilgili yeni bir proje hazırlayıp tekrar AB kırsal kalkınma ajansına başvurduk, normalde bir kez hibe desteğinden faydalanmış işletmelere tekrar destek çıkmıyor ancak projemiz sürdürülebilir olması ve çevre korunması için ciddi bir fark yarattığı için firmamız tekrar hibe desteği alma hakkı kazandı. Girişimimiz geleneksel üretime bir kez daha üstün geldi, Teknoloji & Sıfır Atık & Temiz Enerji kazandı...
Böylece AB Kırsal Kalkınma Ajansından toplam 500 bin € hibe desteği alarak Türkiye'nin en modern, butik zeytin ve zeytinyağı işleme tesisine sahip olduk.
BAŞARILARIMIZ
- Sıfır atık prensibiyle üretim yapmamız ve zeytinyağı fabrikalarının en büyük sorunu karasuyu problemini çözmüş olmamız… Üniversitelerin Gıda mühendisliği bölümleri fabrikamıza teknik geziler düzenliyor ve çevreci üretimin nasıl yapılması gerektiği sadece teorik değil, fabrikamız üzerinden pratik olarak da gösterilebiliyor.
- Ülkemizin, uluslararası alanda en büyük problemlerinden biri olan, bilinirlik ve markalaşma sorununu gidermek için, müşterimiz olan zeytin çiftçilerini kendi markalarını yaratmaları konusunda teşvik ediyoruz. Bir sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğümüz lokal üreticileri markalaşmaya teşvik ve sağladığımız ücretsiz danışmanlığın bir amacı da özellikle yazlık bölgelerimiz de yapılan, ürün orijinalliği ve satılacak ürünlerin stoklanmasına kadar pek çok uygunsuzluğun görüldüğü yol kenarı / kayıt dışı satışların mümkün olduğunca önüne geçmektir. Türkiye'de KOBİ’lerin yüzde 65'i ilk 5 yılda kapanıyor, bu sosyal girişimimiz ile Türkiye'deki tüm üreticilere örnek olmayı ve standartlara uygun üretilen sağlıklı gıda ürünlerini topluma daha yaygın şekilde ulaştırmayı; yeni kurulan şirketlerin hızla büyüyebilmesini hedefliyoruz. 2020 Sezonunda 9 çiftçinin kendi markasıyla üretim yapmasını sağladık.
Dokuz yıl önce uygulamaya koyduğumuz damla sulama metodu, son yıllarda derinden hissedilen kuraklık ve yer altı sularının daha da derine çekilmesi ile birlikte, tarımsal üretim ile uğraşan büyük-küçük tüm üreticilere hala örnek olmaktadır.
- Damla sulama ve makineli hasat ile genetiğinde "var yılı, yok yılı” olan zeytinde, yıllık ürün hasat miktarını maksimuma çıkardık. Konvansiyonel zeytincilikte yok yılında 50% varan ürün kaybı bizim bahçelerimizde uyguladığımız modern tarım yöntemleri ile 15-20 % kadar geriledi.
Sıfır Atık prensibiyle üretirken doğaya zarar vermemenin, İyi Tarım Uygulamaları ile çiftlikten çatala gıda güvenliği sağlanmış ürünler üretmenin huzurunu yaşıyoruz...